Blog içi arama

6 Ocak 2021 Çarşamba

Ahmet Adnan Saygun (1907-1991)

 


Unutulmaz eserlere imza atan Ahmet Adnan Saygun, İzmir Milli Kütüphanesinin kurucularından, matematik öğretmeni Mahmut Celalettin Bey ile ailesi Konya'dan İzmir'e gelen Zeynep Seniha Hanım'ın çocuğu olarak 1907'de dünyaya geldi.

 

İzmir'deki Hadika-i Subyan İlkokulu'na 1912'de başlayan Saygun, müzik derslerindeki üstün başarısıyle dikkati çekti.

Saygun, 1918'de başladığı İzmir İttihat ve Terakki Lisesi'nde okurken, müzik öğretmeni İsmail Zühtü Kuşçuoğlu'nun kurduğu dört sesli koroya katıldı.

Öğretmeninin önerisi üzerine, 13 yaşındayken, ünlü piyano öğretmeni olan Rossati'den piyano dersleri almaya başlayan Saygun, 1922'de Macar Tevfik Bey ile çalışmalara başladı, 1923'te Hüseyin Sadettin Arel'den iki ay armoni dersleri aldı.

Sanatçı, 1925'te Fransız La Grande Encyclopedie'den müzikle ilgili makaleleri çevirerek birkaç ciltlik büyük bir "Musiki Lugati" meydana getirdikten sonra 1926'da İzmir Lisesi'nde müzik öğretmeni oldu.

Maarif Vekaleti'nin açtığı sınavı kazanarak 1928'de Paris'e burslu gönderilen Saygun, ünlü müzik okulu Schola Cantorum'da Vincent D'Idy, Eugene Borrel, Souberbielle, Amedee Gastoue adlı öğretmenlerin öğrencisi oldu.

"Yunus Emre Oratoryosu"nu 1942'de tamamladı

Ahmet Adnan Saygun, Türkiye'ye döndükten sonra 1931'de Musiki Muallim Mektebi'ne, 1936'da İstanbul Belediye Konservatuvarı'na kontrpuan ve teori öğretmeni olarak atandı.

Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasını (CSO) 1934 yılı boyunca yöneten Saygun, aynı dönem, Atatürk'ün talebiyle, Türkiye'yi ziyaret edecek olan İran Şahı şerefine ilk Türk operası olan "Op. 9 Özsoy" Operası"nı bir ay gibi kısa bir zamanda yazdı. Aynı yıl, yine Atatürk'ün talebiyle "Taşbebek" operasını besteledi.

Saygun'un 1942'de tamamladığı "Yunus Emre Oratoryosu" 25 Mayıs 1946'da Ankara'da Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nde seslendirildi ve büyük başarı kazandı. En önemli yapıtı olarak kabul edilen eser, cumhuriyet dönemi Türk müziğinin en çok seslendirilen eserlerinden oldu ve daha sonra Paris'te ve Birleşmiş Milletlerin kuruluş yıl dönümü sebebiyle New York'ta ünlü orkestra şefi Leopold Stokowski yönetiminde seslendirildi.

Sanatçı, bu eserle, çocukluğunda İzmir Kemeraltı Çarşısı'nın Dervişler Caddesi'nde (Anafartalar Caddesi) Mevlevi dervişlerden duyduğu ezgileri Avrupa ve ABD'ye, Birleşmiş Milletler'e ve eserin sonradan çevrileceği 5 ayrı dile taşımış oldu.

Ankara Devlet Konservatuarı kompozisyon ve modal müzik öğretmenliğine 1946'da atanan sanatçı, 1948'de İnönü Armağanı, 1949'da Fransa Milli Eğitim Bakanlığınca Akademik Nişan, 1950'de Akademi Madalya'sı, 1951'de İtalya Hükümetince, 1. Nişan ve Uluslararası Müzik Sosyetesi'nden Sibelius Bestecilik madalyası aldı.

"Devlet Sanatçısı" unvanı alan ilk isim

1971 yılında yürürlüğe giren Devlet Sanatçılığı Kanunu çerçevesinde ilk "devlet sanatçısı" unvanını alan Saygun'a, 1981'de Atatürk Sanat Armağanı ve 1985'te "Sanatçı Profesör" unvanı verildi.

Ulvi Cemal Erkin, Cemal Reşit Rey, Hasan Ferit Alnar ve Necil Kazım Akses ile birlikte "Türk Beşleri" arasında yer alan Saygun, ilk Türk operası "Özsoy"un bestecisidir.

"Kerem", "Köroğlu", "Gilgameş" başta olmak üzere üç opera, "Atatürk'e ve Anadolu'ya Destan" adlı koral eserler, 5 senfoni, çeşitli konçertolar, orkestra, koro, oda müziği eserleri, vokal ve enstrümantal parçalar, kitaplar, araştırmalar ve makaleler yazan, sayısız türkü derlemeleri bulunan sanatçı, 6 Ocak 1991'de pankreas kanseri nedeniyle hayatını kaybetti.

Sanatçının kaleme aldığı kitaplar şunlar:

1936 - Türk Halk Musıkisinde Pentatonizm,

1937 - Gençliğe Şarkılar: Halkevi ve Mektepler için,

1937 - Rize, Artvin, Kars Havalisi Türkü, Saz ve Oyunlar Hakkında Bazı Malumat,

1938 - Halk Türküleri: Yedi Karadeniz Türküsü ve bir Horon,

1955 - Lise Müzik Kitabı I-II-III (Halil Badi Yönetken ile birlikte),

1952 - Karacaoğlan(Yeni Bilgiler-Bir Rivayet-Melodiler), Ankara, Ses ve Tel Birliği,

1958 - Musıki Temel Bilgisi I – 1958,.II – 1962,.III –1964,.IV –1966.

1960 - Mod öncesi Ezgilerin Sınıflandırılması

Sanatçının bazı eserleri ise şöyle:

"Divertimento" (1930), "Suit" (1931), "Ağıtlar" (1932), "Manastır Türküsü" (1933), "Taşbebek" (1934), "Dağlardan Ovalardan" (1939) , "Anadolu'dan" (1945), "Yunus Emre" (1942), "Töresel Musiki" (1967), "Küçük Şeyler" (1956), "Köroğlu" (1973), "Ayin Raksı" (1975) , "Gılgameş" (1970), "Atatürk'e ve Anadolu'ya Destan" (1981), "Dört Arp İçin Üç Türkü" (1983), "Kumru Efsanesi" (1989)


Kaynak: Anadolu Ajansı

 


Hiç yorum yok:


" Bir şey yapmaya ve o konuda küçük bir adım atmaya karar veriyorsunuz. Aniden, o küçük adım bir rüzgara dönüşüyor, büyüyor, hızlanıyor ve sizi asla geriye dönüş imkanı olmayan yerlere götürüyor... Böylesine bir olasılığı her an düşleyebilir, hatta öngörebilirsiniz de fakat yaratılan rüzgarın daha ne kadar büyüyebileceğini hiç kestiremezsiniz."